Selamun Aleykum değerli Ülküdaşlarım.Bildiğiniz üzere önceden bahsettiğim gibi Fakülteli bir Ülkücüyüm.Son günlerde hemen hemen her kanalda akşam saat yaklaşık 19.00'u gösterdiği vakit haber bültenlerini sunucular üniversite olaylarıyla açar oldular.Aşşağı yukarı 1 aydır her gün haber bültenlerini, bilhassa elitist-solcu medya patronlarının sahibi olduğu haber bültenlerini üniversite olayları "süslüyor".Taşlı sopalı saldırılar,biber gazları,yumurtalar,ezbere sloganlar havalarda uçuşuyor..."Anchorman" diye adlandırılan sunucular ise dehşetli bir yüz ifadesi ve endişeli bir ses tonuyla olayların vahimliğine ve "68 olayları"na dikkat çekiyor.

Pekiii şimdi bize düşen rol nedir?Önce 2 tane soru..
1-) Üniversitelerde gerçekten neler oluyor?
2-) Üniversite olaylarından nemalanarak neyi amaçlıyorlar?
İşte bu 2 sorunun cevabını verebilip analizini iyi yapmak için bizim gibi olayların bizzat içinde olmak lazımdır.Şimdi öncelikle söyleyelim ki Üniversitelerde yuvalanan bölücü terör örgütü yandaşları ve "siyasi kürtçü" bir topluluk mevcut..Bunlar "öğrenci kolektifleri" adı altında toplanmış ve Ankara bazında bir çok fakültede çeşitli eylemlerle etkinlik sürdürmeye çalışan bölücüler..Suali cevaplamadan önce söylemek lazım ki basının bunları "öğrenci" olarak nitelendirmesi gerçek üniversite öğrencilerini fevkalade rahatsız etmektedir.Dışarıdan bakan bir insanın bu "mahlukatlar"ı öğrencilerle anması bizleri rencide etmektedir.Bunuda belirttikten sonra teşbihte hata olmaz "zurnanın zırt dediği" yere gelelim.Bu öğrenci kolektifleri üniversitelerde eskiden oldukları gibi etkin olmaya çalışıyorlar.Ellerindeki son kalelerin birer birer yıkılması bu canavarları inlerinden tekrar çıkarmaya doğru sürüklemektedir.Malumatınız Ülkücü öğrencilerin "öğrenci konseyi"ni alabilmek için yaptığı çalışmalar bunları epey rahatsız etti.Ellerindeki son koz "öğrenci konseyi"ni kaybedeceklerini anladıkları vakit aktif eylemlere hız verdiler.Yani ak partiyle sayın recep tayyip beyle bir alakası yok bu olayların.Etkinliklerini, son kaleleri Ankara Üniversitesini temelli yitireceklerini anladıkları için diriliş yakalamaya çalışıyorlar.

Gelgelelim 2. sualin cevabına..Milletin iradesinden rahatsız olan bir takım "elitist" nam-ı diğer aydın Milletin karar kıldığı siyasi iktidarı eskiden olduğu gibi sokaklardan yıpratarak yıkmaya çalışıyor..Ülkeyi kaosa sürüklemek amacında olan bu insanlar için kolektif öğrenciler biçilmiş kaftan..Bunlar aracılığıyla yapılmak istenen Ülkücü-Milliyetçi öğrencileri sokaklara çekip,çatışmalara sokmak; hemen ardından Milliyetçilerin oy verdikleri partileri ortadan kaldırıp bir anlamda siyasi iradenin ekmeğine yağ sürmek..Yani anlayacağınız burada bir danışıklı dövüş var..Milliyetçilerin duruşundan rahatsız olan akparti hükümeti bu insanların iradesini sırtlayan partileri tasfiye ederek kendi bünyesine katmak istemektedir.Bunun yolu da kargaşa ortamı yaratıp Ülkücüleri "eli kanlı katiller,faşistler,kavgacılar" olarak lanse ettirmektir.Eee tabiki Milliyetçi-Muhafazakar duruşumuzu bildikleri üzere bizleri kabımıza sığdırmayan tek şey marksist-komünist görüşler...İleriki zamanlarda bununda farkında olan siyasi irade ortamı gerginleştirerek bizleri bu oyunun içine sokmaya çalışacaktır.Bir diğer yandan bu "elitist" tabakanın sahip olduğu görüşte bu ortamdan kendine pay çıkarma arayışında ve bir gizli müttefiklik yoluna gitmektedir.Onların şuandaki yegane düşüncesi Mhp,bbp gibi partilerin oy potansiyelini kaydırmak veya yok etmektir.

Hemen söyleyelim biz Milliyetçi-Muhafazakar insanlar olarak bu senaryonun içerisinde yokuz..Amma velakin Mukaddesatçı yapımızın tahribatınada hiç bir zaman eyvallah demeyiz.Tekrar vatan savunması gerekirse,tekrar din müdafası lüzum olursa her zamanki yerimizde olacağız.Fakat başkalarının planladıklarına asla ve asla alet olmayacağız."Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır" Başbuğun bu sözü prensibinde kimsenin taşeronuda olmayız,figüranıda..Biz artık bu ülkeye hizmet etmek istiyoruz hükümetler tarafından kullanılmak değil..

Velhasıl kelam sizleri saygıyla selamlıyorum Ülküdaşlarım."Sağduyu"nuza güveniyorum ve affınıza sığınarak bu yazımda da sizlere iyi günler diliyorum.Allaha emanet olunuz.