Evet günlerdir toplumsal buhranın meydana getirdiği reaksiyonları medyadan takip etmekteyiz. Hatta öyleki neredeyse takipte zorlanıyoruz. Her gün yeni bir hatta bir kaç tane eylem,yürüyüş,protesto haberine şahit olmak gerçekten üzücü..Peki bütün bunlar suni bir gündemden mi ibaret yoksa her birinde gerçeklik payı oldukça fazlamı? İşte işin en alengirli yeride burası..Aslında evet ekonomik zorluklar bu olayların vuku bulmasında büyük etken..Sosyal ve kültürel çöküntününde bununla beraber getirdiği enkaz gün geçtikçe bu necip Milletin psikolojik çıkmazlara sürüklenmesine neden olmakta..Ee tabi mağdurların haykırmasıda kaçınılmaz..İşte asıl mevzu burada ortaya çıkıyor.Bu milletin başındaki siyasiler çoğu zaman bu tip olayları kullanarak prim elde ediyorlar.Bunların başında da fakir fukara edebiyatı yaparak halkçı geçinen sol cenahın politikacıları geliyor.Bildiğiniz üzere kendileri sıcak evlerinde buzlu viskilerini yudumlarken fakir fukarayı kurtarmayı pek severler..İşte son günlerde bu cenahın insanları yine meydanlara çıkmaya başladılar
  
    Toplum artık elinde olmadan içindeki sesi haykırmak istiyor ve sol siyasiler bunu mükemmel kullanıyor.Kemal kılıçdaroğlu yeniden solda birlik projesini gerçekleştirebilirse korkarım ki halimiz pek kötü olacak..Çünkü 80 darbesinin en olumlu sonucu olarak sol tamamıyla paramparça olmuş ve herkes kendi idealleri yolunda bireysel koşmaya başlamıştı.Şimdi eğer bu birlik sağlanırsa, soldaki uç görüşler tekrar tek çatıya gelirse yine iş Ülkücülere düşecektir..Marksistler,Maocular,ateistler,komünistler,
sosyalistler,sosyal demokratlar,anarşistler,ulusalcılar
...Bu listeyi uzatmak pek tabi mümkün.Bu görüşlerin tek çatı altında birleşmesi demek bu süreçte Türkiyeyi telafisi olmayan sonuçların doğurduğu bir buhrana sürükleyecektir.
  
   Gün geçtikçe çoğalan eylemler,protestolar, yürüyüşler bir takım insanlara çok tabi gelecektir ama bunlar kuvvetle muhtemel bir kargaşanın habercisidir.
Evet ne yazık ki solun yükselen grafiği bu ülkenin dinamiklerine tahribattır..Biz Ülkücü kadrolara düşen görev ise bence demokratlık anlayışını bir kenara bırakıp seçimlerden sonra ait olduğumuz yere dönmek olmalıdır.Yani tekrar ülkeye hakim olduğumuz sokaklara..Ülkücü hareketin pasifize edilmesi kürt milliyetçilerin,liberallerin,solcuların falan filancıların pek tabi işine gelmekte.Fakat bunun sonu çok acı olacaktır.Buradan yöneticilere seslenişim belki de radikal önlemlerin bir an önce alınması gerekliliğinin son haykırışıdır.Aksi taktirde bizleri kötü günler beklemekte.Allah yar ve yardımcımız olsun..